BİZ NİYE LÜKS HAYATA INFLUENCE EDİLMEK ZORUNDAYIZ?
- Raika Gjoka
- Jul 4
- 2 min read

Türkiye’de sosyal medyada popüler olan çoğu ismin her gün bir partiden diğerine koştuğunu, “sanat” adı altında inanılmaz organizasyonlara katıldığını, hatta NBA maçlarında boy gösterdiğini görebilirsiniz. Ama… bu normal değil.
Saç ürünü tanıtımı için 10’dan fazla ürün önermek hangi aklın ürünü? Sürekli aynı kişiler, aynı markaları, aynı cümlelerle bize empoze etmeye çalışıyor.
Ben özellikle Fransız influencer’ları takip ediyorum. Çünkü sade bir hayatı görebilmek, doğallığa şahit olabilmek bana iyi geliyor.
Bir köy evinde kahvaltı yapan bir anne, bebeğini emzirirken hayatını anlatan bir kadın… Bunları paylaşan insanlar milyon takipçiye sahip ve her gün lüks bir hayata koşturmuyorlar.
Peki bizimkiler?
İşlerine gelince “politik”, işine gelmeyince yoklar!
Bu bize ne hissettirmeli? Güvensizlik mi, yabancılık mı?
Yurt dışında insanların bir kimliği var ve bu kimlik ile influencer olabiliyorlar:
“Ben LGBT+ destekçisiyim” diyorlar, ya da “Sadece temiz içerikli ürünler kullanıyorum” diyorlar.
Peki biz neden kimlik saklıyoruz?
Neden “popülerse doğrudur” algısına bu kadar teslimiz?
Gerçekten, bir tane Kylie Jenner varken ikinci bir Danla Bilic’e neden ihtiyacım olsun?
Kendall Jenner varken neden Duygu Özaslan’ı izleyeyim?
Ben gerçeği görmek istiyorum. Filtreleri, abartıları değil.
Bu konuda çok az insan gerçekten vizyonla ilerliyor.
Benim için örnek: Cansu Akın.
Sevin ya da sevmeyin, işini çizgisiyle yapıyor. Göstermekten çok ilham vermeye çalışıyor.
Bir diğer isim Sude Bozdemir. Olduğu kadar, içinden geldiği kadar. Bu çok kıymetli.
İtalya’dan Eleonora Carisi…
İlişkilerinden sağlığına kadar her şeyi içtenlikle anlatıyor.
Fransa’dan ise bir numaram Jeanne Damas.
Tek başına sadelik, onu bir dönemin “it-girl”ü yaptı. Çünkü doğal olan, gerçekten değerli.
Ben kimseyi yerin dibine sokmak istemem. Ama 500K takipçisi olup, sadece ürün satmaktan başka bir şey yapmayan insanları da sorgulamak zorundayız.
O ürünleri sana pazarlasın, sen de işe yarar sanıp al. O da senin aldığı fiyatın 100 katına başka bir hayat yaşasın. Adil mi?
Türkiye’de influencer dünyasında inanılmaz bir eşitsizlik, yapaylık ve rüküşlük var.
Gerçek olmadan “influence” olunmaz.
Kimliğini gizleyerek “ilham” verilemez.
Ve insanları kandırarak “başarı” kazanılmaz
Comments